Bazen renklerin ve formların, bazen bakış ve
dokunuşların peşine takılıp gittim, merakla
içlerine çekildim. Beni derinden etkileyenler...
orada, öylece kalamadılar. Süzülüp geldikleri
formlardan bana yansıdıkları halleriyle
ortaya çıkmak için adeta savaştılar.
İlgilenmekten keyif aldığım şeyleri bir araya
toplamaya çalıştığım bu sayfaları oluşturmak
beni mutlu etti. Umarım değişik alanlarda
yaptığım bu denemelerim arasında
dolaşırken siz de mutlu olursunuz.
Denemeler...
Denemeler...
e.min
e.min Yorumlar
Ekim 2008'de başlayarak Ocak 2011'e kadar süren yazma serüvenim... Bir dizi üzerinden akıp giden duygu ve düşüncelerim...
-
ASİ
26 Haziran 2009, Asi, saat 20.06... Asi saatlerimiz başladı ama ‘Onlar’ yok... yokluklarında oturduğum bilgisayarımın başında yazıyorum... Daha bir hafta olmuş biteli ve özlemleri kuşatmış çoktan beni... Nerede kaldı “Biraz kendime geleyim öyle başlarım analizlerine”söylemi... Zor olacağını biliyordum zaten... ama bu kadar çabuk mu özletmeliydiler kendilerini!..
Ne olduğundan hala da e.min olmadığım birşeyleri geride bıraktım... Zamana ihtiyacım var diye düşünüyordum... önce onları sindirmeli... bitişlerindeki hüznü üstümden silmeli ve öyle başlamalıyım analizlerime.. ne var ki... metabolizmal saatime işlemiş gibiler. Hafta boyu işler çıkartmaya çalıştım asi akşama... ziyaretler, yürüyüşler... komedi filmler belki... gülerken de ağlayabileceğim birer birer... ama olmadı... hiç bir yere kaçamadım... e.min kendini yine bilgisayarının başında buldu adım adım... Asi yok... ne seyredeceğim... Hani başlayacaktım ya 1. Bölümden... bir göz at şöyle üstten üstten... Demir’in arabası... Asinin salıncağı derken, çekti beni yine içine derinden... derinden...
Onlardayım işte yine... ‘merhaba’larında... aslında büyü, sihir, aşk ne varsa oradaymış, taa en başta... Daha ilk analizimi yaparken bile bir hüzün... eksik analizlerimde bitecek bir gün... peki ben ne yapacağım o zaman... başka bir Asi-Demir de kalmayacak geriye... Bilmiyorum, bilemiyorum... ama nasıl bir etkinin altında kalmışsam hala peşlerindeyim... Daha final yorumlarının harareti heryerde... ben sonu başa eklemenin derdindeyim.... Bu masalda biri keşke Alaaddin’in sihirli lambasını bulsa... Lambanın Cini üç dilek sorsa... onlar hep Asi-Demir olsa... Asi-Demir olsa... Asi-Demir olsa... ben razı gelirdim büyüyü bozmamak adına bir daha bu sözcükleri hayatım boyu kullanmamaya.
Eğer Asi-Demir’i seyretmediyseniz... seyredin bir yol bulup... bu yol yüreğinize çıkaracağı için sizi, hiç pişman olmayacaksınız seyrettiğinize... Eğer seyrettiyseniz... ‘Unutun gitsin!’ demeyeceğim... tekrar tekrar birlikte olmaya değer Asi-Demir’le... Gelin benimle... düşelim peşlerine... -
ASYA
Bir köşebaşında bıraktım Asi-Demir’i... o köşebaşından koşar adım gelen Asi, çamurların içinden geçerek yağmur adamına yaşamı geri verdi. Mağrur prensesimiz ve susuzluğumuzun yenilmez şövalyesi... sırılsıklamdı... eleleydi... Masalların mutlu sonu kırk gün kırk gece sürer değil mi? Yine böyle masalsı bir öge ile bağlandı onların sezon geçişleri...
...ama o geceye bir can bıraktı ikisi... kafamızda sorularla geçse de yaz... sanki hiç ayrılmamışız gibi, bulduk yine o köşeyi... -
Asi (1. sezon)
1. Bölüm Adı Asi’ymiş
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=29
2. Bölüm Islığıyla Deniz Gibi Açıldı Sürü...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=30
3. Bölüm Buraların Yeni Sahibiymiş Gibi Davranmayı Ne Çabuk Öğrendin?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=31
4. Bölüm Benim Seyretmemden Utanıyor
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=32
5. Bölüm Benim Saklanacak Yerim Hiç Olmadı
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=105
6. Bölüm Bazen Görünenin Ardındakine de Bakman Lazım
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=36
7. Bölüm Toprak Senin Çamur Senin
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=37
8. Bölüm Kanatların Olmasa da Sen Bir Kartılsın
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=38
9. Bölüm Bana Yardım Et Asi!
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=39
10. Bölüm Böyle mi Tuttu Belinden? Böyle mi Baktı Gözlerine?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=40
11. Bölüm Yalnız Olmadığını Görmek İstersen Kalkıp Pencereden Bakman Yeter
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=41
12. Bölüm Bekle Beni...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=42
13. Bölüm Başka Yerlerde Duruyoruz
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=43
14. Bölüm Öfkeden Delirdin
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=44
15. Bölüm Gel...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=45
16. Bölüm Birine Dokunmak Onun Ruhuna Dokunmaktır
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=46
17. Bölüm Ne Yaptığın Ne Düşündüğün Ne Hissettiğin Belli Değil!
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=47
18. Bölüm Yağmurda Islanmak İyi Geliyor...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=48
19. Bölüm Bir durdurabilsem Kendimi... Onu Düşünmekten Bir Vazgeçebilsem!
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=49
20. Bölüm O Kızın Gözleri Uçurum Gibi dikine Bakmalı...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=50
21. Bölüm Sana Ait Hiç Bir Şey Bende Kalsın İstemiyorum...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=51
22. Bölüm Demin Ellerin Ellerimdeydi... Hep Böyle Kalamaz mıyız?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=52
23. Bölüm Bu Fotoğrafta Yer Almak İster misin?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=53
24. Bölüm Onu Takmaktan Vazgeçtiğin Gün...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=54
25. Bölüm Bütün Kalbiyle... Bütün Ruhuyla Senin... Görmüyor musun?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=55
26. Bölüm Sen... Ben... Yer, Gök, Deniz
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=56
27. Bölüm Arıyorum Açmıyorsun, Yüzüme Bakmıyorsun!
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=57
28. Bölüm Ben de Asi Nehri Gibi Tersine Akıyorum
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=58
29. Bölüm Sana Sadece Zamana İhtiyacım Var Demiştim
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=59
30. Bölüm Emanetim Nerede Asi?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=60
31. Bölüm Senin Hep Sırların Var Demir
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=61
32. Bölüm Konuş Asi... Şimdi Konuşmak Zorundasın
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=62
33. Bölüm Git Asi...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=63
34. Bölüm Çok Islandık...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=162
-
Asya (2.sezon)
35. Bölüm Benimle Evlenir misin?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=65
36. Bölüm Masum Gece
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=66
37. Bölüm Yanımda Olmak İçin Çırpanman!
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=67
38. Bölüm Senden Ayrı Kalmak İstemiyorum Artık
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=68
39. Bölüm Buğulu Gözlerinden Sevdiği Belli
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=69
40. Bölüm Asiye Doğan... Artık Benim Karımsın
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=70
41. Bölüm Her Gün Gelmeye Devam Edeceğim
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=129
42. Bölüm Saçma Sapan Çocukça Birşey İşte
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=130
43. Bölüm Vahşi Bir Kız Sevdim
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=131
44. Bölüm Musluk
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=132
45. Bölüm İnsan Ancak Sevdiği Birini Kıskanır
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=133
46. Bölüm Suyun Dördüncü Hali
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=134
47. Bölüm İki İşi Aynı Anda Yapabilirim Ben
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=135
48. Bölüm Bu Sevginin Yerini Tutabilecek Başka Hiçbir Şey Yok.
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=136
49. Bölüm Mesafeler Seni Benden Uzaklaştıramaz
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=137
50. Bölüm Gözlerime İyi Bak, Orada Sen Varsın
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=138
51. Bölüm Asi Bir Kozcuoğlu
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=139
52. Bölüm Yoktum... Olamadım...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=140
53. Bölüm Görür Görmez Aşık Oldum Ona
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=141
54. Bölüm İkimizden Daha Önemli Birşey Yok
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=142
55. Bölüm Seninle Her Yer Güzel
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=71
56. Bölüm Yolun Açık Olsun
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=72
57. Bölüm Asya... Güzel İsim...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=73
58. Bölüm Asya Benim Kızım mı?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=74
59. Bölüm Benim Babam Denizde Yaşıyor
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=75
60. Bölüm Onun Hayatında Demir’den Başkası Olabilir mi?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=76
61. Bölüm Dalgalara Hızlanın Dedim
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=77
62. Bölüm Asya... Söyle Bana, Neyin Var?
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=78
63. Bölüm Saçlarıyla Oyna... Hemen Uyur
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=79
64. Bölüm Acı Gülüş
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=80
65. Bölüm Şu Parça Hiç Bitmese
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=81
66. Bölüm Uykularımda Bile Sana Geliyordum
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=82
67. Bölüm Tekrar Sana Sarılmak İçin Beş Yıl Bekledim
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=143
68. Bölüm Asya İçin Değil... Senin İçin
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=144
69. Bölüm Senden Başkasına Dokunamayacağımı Biliyorsun
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=145
70. Bölüm Hiç Bu Kadar Yakın Olmamıştık
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=146
71. Bölüm Annee... Babaaa...
http://www.asi-demir.com/index.asp?PageID=147
Sergi
Ellerin Hikayeleri
-
Dijital İllustrasyon Sergisi
- 7 yıl önce
Dijital İllüstrasyon Sergisi
Kozzy A Sanat Galerisi
8 - 16 Ocak 2018
Eller...
Bir başlarına bir şey anlatmakta, sadece yeterli değil, bazen bütünden daha etkin.
Hadi...
İletişimde ne kadar belirgin ve güçlü mesajları olduğunu çoğu zaman kaçırdığımız elleri, fark edelim. -
Sergimden ...
- 7 yıl önce
- illustrasyon , illustration , exhibition , sergi , dijital illüstrasyon sergisi
-
Etkinlik Kitapçığı
- 7 yıl önce
- sergi
Kozzy A Salonunda gerçekleşen "Ellerin Hikayeleri" sergimin duyurusu, merkezin aylık etkinlik kitapçığında yerini aldı. -
Ayraç
- 7 yıl önce
Sergimden maddi kazanç elde etmeyi hiç düşünmedim. Ama satış yapabileceğimi öğrendikten sonra bu etkinliği nasıl faydaya dönüştürebileceğimi düşünmeye başladım. Gelirin tümününü kar amacı gütmeyen bir eğitim vakfına bağışlamak üzere harekete geçtim. Bu nedenle ziyaretçiler için hazırladığım kitap ayraçlarımı, sergimde yer alan illustrasyonlarımla beraber satışa çıkardım. Ziyaretçiler, arzu ettikleri eserleri, kendi belirledikleri bir fiyattan satın aldılar. Gelirin tümü, Darüşşafaka'ya bağışlandı.
Denemeler
Değişik dönemlerde karşıma çıkan ve ilgilenmekten büyük keyif aldığım şeyler... Things that I come across at different times that I enjoy spending time with...
-
Ağıt / Requem
- 7 yıl önce
- e.min , Prithvi Vallabh , Ashish Sharma
Although this is not my first video I prepared from my digital collage experiments... but it is my first work that I want to write something about... Requem
A piece of art... a ‘prince of thieves’.
A daakoo composed in a raaja.
His pudend gestures, his body language and that unforgettable fragile spirit…
Plundered our sympathy at a glance with that lofty and profound gaze of his.
He lived and died in weeks...
Dijital kolaj denemelerimden hazırladığım ilk videom olmamakla birlikte... içeriğine birşeyler yazmak istediğim ilk çalışmam... Ağıt.
https://www.facebook.com/e.minPrithviVallabh/videos/190209375098641 -
Empedokles
- 9 yıl önce
- e.min , empedokles
Selam sana Empedokles
Senden habersizken, sana çıkardı soruları olan bu kadını arayışları
Nice zamandır
Yol boyu
İyi insanlar beni anladılar
Yüce gönüllülük gösterdiler
Onları dinlememe, birlikte yol almama müsade ettiler
Selam olsun onlara da, paylaşmayı azalmak saymadılar
Sabahları heyecanla uyandım
Ayazını soluyarak
Yeditepe’nin taşlı yollarını yürüdüm
Sınıfta olmaya, sırada oturmaya hemencecik alıştım
Dinledim...
Düşündüm...
Günlerimi asırlar ötesinden satırlarla doldurdum
Gün geldi, bir ödev buldum
Sen olmalıydın o... sana olmalıydı
Eğreti olan hiç bir şey tutunamazken ruhta ve zamanda
Tutunmuş düşüncelerin... metinlerin
Evet, bir tek sen değilsin bunu başaran
Beni şaşırtan
Su, ateş, hava ve toprak hep orada ama
Sevgi ve nefretle yoğuruşun başka
Daha önce duymamıştım
Dokundun bana...
Rastlar mıyım ileride buna veya benzer bir sava?
Bilmiyorum
Bu gün
Bir kez daha, sen anlat bana
Ey, Yeditepeli soruları olan kadın!
Gönerek öğretileri sağlam yüreğinin derinliğine
Güler yüzle saf düşüncelerle gözetirsen
Bütün bunlar ömrün boyunca ayrılmazlar senden
Çok şey kazanırsın bunlardan başka, büyürler zira (B 110)
Sen zaten farkındasın
Yaklaş
Gel otur şu banka
Bu, düşün ve yaşam yolculuğunda
Şaşırtmaz sanırken hiç bir şey, şaşırttı şaşkınlığın da beni
Söyleyeceğim şimdi sana en baştaki öğeleri
Şimdi gördüğümüz bütün şeylerin meydana çıktıkları:
Toprak ile bol dalgalı deniz, nemli hava,
Titan aither, çepçevre saran bütün çemberi. (B 38)
Parlayan Zeus, hayat veren Hera, Hades,
Nestis, göz yaşlarıyla besleyen dünyaya kaynaklarını. (B 6)
Bilirsin zaten sen bunları
Element kavramına dönüşüp hakim oldu zamanda bu dördü
Var olan herşey ya onlardan, ya onlardan ötürü
Yok olmak ve var olmak insanın aklında
Bakma sen yanlış kavrayışlara
Herşey karışır ve ayrışır yalnızca
İşte orada
Gâh sevgiyle toplanır bir olur bütün şeyler
Gâh da ayrılırlar yine tek tek nefretin kiniyle (B 17)
Bu ikisinden boş kalmayacak uçsuz zaman (B 16)
Bir hareket ettiren var herşeyi
Neden şaşarsın buna
Soytarı bir rüzgarın bir kadının saçlarını aniden karman çorman ediverişi gibi
Kolayca olur bütün bunlar
Çektiren ittiren
Birleştiren çözen
Olduran bozduran
Vesaire
Ve dahi
Hiçi, tüm ve tam yapan
İşte o odur sevgi-nefret tahterevallisi
Biri inerken kalkar öbürü
Değiştiği görülmez
Budur yasa budur düzen
Düzen mi dedim!
Evren... evren
Eviren
Dönüştüren
Başkalaştıran
Sen değil misin kainatı bir öpüşte bulan
Toprak olup, güneşe, yağmura, rüzgara sahip olmakla bir sayan
Kendini bildiğinden beri yaşadığı herşeyi, bir parçası yapan...
Böyle birşey olmalıydı kainatı başlatan
Yine sensin
Kumdaki silis ile alkaliyi, Demir ile ufalayıp elersin
Kaçamazlar, yazgılarında var, dersin
Ne “sadece burada ve şu anda”
Ne de “geçmişin sönmemiş küllerinden uzakta”
Toz haline gelmelerine mani olamazlar
Ne zaman durur bu serüvende, ne de yüreklerin kor sıcaklığı
Erirler
Geçerler birbirlerine
Bu karışmışlık
Cam...
Soğuduğunda bile, kimya terminolojisinde hala ‘sıvı’ olarak tanımlanacak
Ve doğalca iletecek onları birbirlerine.
Camın ardı ve önünde
Biri sudur
Biri denizin toprağı, kum
Cam onları ayıramaz, ancak iter birbirine
Sevişen değil karışan bedenleri aramadın mı hikayende
Ruhun aynası gözleri o kadının, nasıl da yosun yeşildi
Hayretle öğrendin ki, cama yeşil rengi veren içindeki Demir’di
Bambaşka bir anlam kazandı “gözlerime iyi bak, orada sen varsın” diyen sözleri kadının . erkeğe
Toprakta suda... camda... yeşilde...
O karışmışlıkta
Dolaşırken kayboluyordu e.min
Kaçıncı kuvvetiydi bu sevginin!
Delilik sınırlarında dolaşıyoruz birlikte usul usul, deyip
Kendi kendine söylendin
Ne boş ne de taşmış bir şey var evren-bütününde (B13)
Doğulmadığı için ölünmezken
Artmaz ve eksilmez de
Karışımdır yalnız ve karışmışların değişilmesi
Var-olan, “doğuş” insanların verdiği addır buna. (B 8)
Bu öğeler insanda karışıp ışığa kavuşurlarsa
Yahut vahşi hayvanlar soyunda, yahut da bitkilerde,
Yahut kuşlarda - o zaman “doğmak” diyorlar,
Uğursuz ölüm kaderi, bunlar ayrılınca da.
Doğru değil söylenen, âdete göre böyle dedim ben de. (B 9)
Budur benim akıl yürütmem...
Uyarsa
Beni seçmenin iki nedeni vardı
Birini dedin öbürünü sakladın
Kelimelerin mi yetmedi... yoksa cesaretin?
Ben açık edeceğim burada.
Serde delilik var nasılsa
Huyumdur, saklayamam bana geleni asla
Garipsenir savlarımdan biridir
Eller kollar kafalar...organlar... bir bütünün olmadan yalnızdılar
Rastlantılar ihtiyaçlarla bir oldular
Bazen uyuşmadılar
Olanlar
Hayatta kalanlar
Bütüne götüren kombinasyondular
Sen... hayal meyal farkındasın birşeylerin
Gerçi, okyanusda damla bile değil görüp hissettiklerin
Adını koyamasan da
Yine de
Ellerin ve gözlerin hikayelerinin peşindesin
Onlar birbaşlarına
Bir şey anlatmakta
Sadece yeterli değil... bazen bütünden daha etkin
Bil ki
Bu etkinlik o yalnızlık zamanlarından
Huy canın altındadır çıkmaz
Eskiler unutulmaz
Bahsettiğim olmuşluğu ve eskiliği kolay kolay akıl almaz
Dinle son sözlerimi de
Denge gözet o tahterevallide
Öğrenerek çoğal
Akılla kavra
Ama
Duyguların, katalizörleri Kosmos’un, unutma
Göz ardı etme duyumsamalarını da asla
İnanma sakın hiçbir şekilde göze daha çok kulağından
Yahut uğuldayan kulağa dilinin duygularından,
Kısma hiç öteki organlardan birine güvenini (B 3)
Bun yaparken de, güvenmeden önce, denetle aklınla
Yeni bir renk bulmuş ressamın çoşkusuyla
karıştır, dönüştür, harmanla
Sanattan iyice anlayan akıllı kişiler –
Yakalayıp çeşitli renklerdeki boyaları
Uyumlu birleştirirler, bundan çok, ondan az alıp,
Bunlardan da bütün şeylere benzer şekiller yaparlar:
Ağaçlar yaratırlar, erkeklerle kadınlar... (B 23)
Asla çalınabilecek zenginlikler olmaz ortaya çıkanlar
Bunca söz yeter anlatmaya
Ben ne demek istiyorum...
Nasıl akıl yürütüyorum....
“Anlayışın nereye kadar yeterse oraya kadar anlayacaksın” en nihayetinde
Ben kaç türlü söylesem, nafile
Bilirim elbet
Şaşkınlığın
Bari bu yaşta
Her şeyi akla bağlamaya çalışıp, onu yönetmenin kurallarını öğreneyim derken
Buluverdiklerinde
Sevgi ile nefret arasında olup bitenlerde
Sadece kutlu ve anlatılmaz zeka vardır
Hızlı düşünceyle bütün kosmosu dolaşır (B 134)
Zaman, mekan, neden gütme
Bu sözlerimi hatırla tereddüte düştükçe
Bir de
İlk gördüğünde selam et Levent’e
Tabi bu ödevinden sonra seni kabul ederse derslerine
Keşke felsefe, ‘Felsefe’ gibi zor yaklaşılır bir ada sahip olmasa
‘Hadi gel’ olsa mesela
Ulaşılsa
Korkutmasa
Akıllar sorularla daha çok dolsa
Cevaplar aransa
Buraları daha kalabalık olsa
Ama o zaman da
Zorlanılan o muğlak alanda
Yapayalnız olmaya alışmışken
Karşı karşıya geliverirsin soruları olan bir kadınla günün birinde
Su, ateş, hava, toprak
Hele ki, o sevgiden nefrete kurduğun düzen
Benim için de aynı, diyen
Seninle bir kefeye koyar kendini safça
‘Saçmalamalar’ını getirip bırakıverir dirsek çürüttüğün yıllarının kucağına
Sadece zaman var... bir tek ‘zaman’ onunla senin aranda
Ehlileşmez değil mi bazı atlar asla
Hele hoyratça hatırlatılıyorsa özgür kırlar ona
Dört nala...
Cürret bağışlanabilir mi ardında iyi niyet taşıyorsa?
Hataların af ola.[1]
Kaynaklar
Kavas, L., PHIL 105 Felsefe Metinleri I dersleri, Yeditepe Üniversitesi, İstanbul, 2016-2017 Güz Yarıyıl
Kranz, W., Antik Felsefe, İstanbul, Cinius-Sosyal Yayınları, 2014
Not
Metindeki İtalik yazılı bölümlerin kaynağı, “Die Fragmente der Vorsokratiker, griechisch und deutsch von Hermann Diels, 5. Auflage herausgegeben von Walther Kranz, cilt I ve II, 1934-1935” olup, doğrudan doğruya yazandan kalmış parçalardır. -
Poster
- 43 yıl önce
'Kes &Yapıştır' yöntemiyle ilk kolaj denemem... 1981 yılında, Albery Theatre'da izlediğim Poul Joey Müzikalı'nın broşürlerinden yaptığım bir afiş.
My first collage attempt with 'cut & paste' method... A poster made from the brochures of the Poul Joey Musical I watched at the Albery Theatre, 1981. -
Yağmur
- 31 yıl önce
Bu gün saat 11 civarında Sermet’le apartmanımızın girişinde öğrenci servisinin gelmesini bekliyorduk. Dışarıda, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. İstanbul’un o kaç zamandır bahsedilen zehir kokusu yoktu. Sanki gökten kayan damlalar ilk olarak o pis havayı yerle bir etmiş, şimdi de bir fatih edasıyla salına salına aşağıya akıyordu.
Evde zamanımız yetişmediği için, Sermet elindeki Sosyal Bilgiler kitabından bana Abbasi devletiyle ilgili bilgiler tekrarlıyordu. Burnumu apartman girişinin camına dayayıp dışarıyı seyrettim. Oğlum’a haksızlık ettiğimin farkındaydım çünkü dikkatimi dışarıdaki yağmura vermekten alıkoyamıyordum kendimi. Sermet, Abbasilerin bilmem kaçıncı yüzyılda Türkleri devlet memurluklarına getirmelerini ve buna benzer şeyleri o minicik kafasında sığdırıp bana anlatmaya çalışırken onu aldattığımı hissettim. Halbuki ben “Yağmur ne kadar güzel yağıyor! Lanet olsun Abbasilere, gel seninle beraber dışarı, bahçeye çıkalım. Ayakkabılarımızı çıkartıp çıplak ayaklarımızla çimlerde yürüyelim. Ağzımızı açıp yağmur damlalarını yudumlayalım” demek istiyordum.
Ama ben yavrumun o minicik yakışıklı yüzüne ve kara gözlerine bakarar kendime ve ona ihanet ettim... sustum. Oysa içimden geçenleri ona da söylesem bana hevesle katılacak, “Hadi var mısın, anne” diyecek ve gözleri belki de hayatımda hiç görmediğim kadar parlayacaktı. Biz onunla el ele önce ayakkabılarımızı çıkaracak, sırılsıklam olmuş çimleri ayağımızın altında çiğneyecektik. Okul da neymiş? Ev işleri de neymiş? Hayat bir annenin çocuğuyla bu duyguyu paylaşababildiği anı yakalaması değil mi? Sonra birbirimize sarılacak, üşüyen ve ıslanan vucutlarımıza kuytu olacaktık. Tıpkı doğumdan sonra annesinin kucağına bırakılan bebek gibi. O gün Sermet belki okula gidemeyecekti ve derslerini kaçıracaktı ama annesiyle olan o günü hiç bir zaman unutmayacaktı.
Böyle şeyleri içimden geçirdiğim için kendimi bir garip hissederken servisin kornasıyla kendimize geldik. Apartmanın girişinde bir fırtınadır esti. Sermet’in elinden alelacele aldığım kitabını sırtındaki çantasına tıkıştırırken bir taraftanda okulda uslu durmasını, bildiği şeylere parmak kaldırmasını ve daha buna benzer pek çok şeyi saçmalarken, Sermet beni boynumdan aşağı çekerek yanaklarıma birer öpücük kondurdu ve ağır kapıyı zorlayarak açıp dışarı fırladı. Daha iki adım atıp apartmanı bahçeye bağlayan merdivenlere ulaşmadan benim sıkı sıkıya kafasına geçirdiğim şapkasını başından çekerek çıkardı ve onu elinde bir isyan bayrağı gibi çırparak sallamaya ve servise doğru koşmaya başladı. Ben ilk şaşkınlığım geçipte canhıraç feryatlarla arkasından “Şapkanı giy” diye bağırırken o beni hiç mi hiç dinlemedi. Bardakdan boşanırcasına yağan yağmur, Sermet’in saçlarından süzülürken... bari onun bu duyguyu yakaladığını düşündüm. Kendi korkaklığıma kızdım, onun anı yakalama cesaretine hayran kaldım.
Canım yavrum şimdi yanımda olsa da öpsem yada daha iyisi onu alıp aşağı insem ve istediği her türlü çılgınlığı beraber yaşayabilsek. Tanrının yağdırdığı o bereketin içinde ana-oğul kendimizi kaybetsek. Ama keşkelerin bir faydası yok. Ne o güzel yağmur var, ne kokusu, ne Sermet. Hatta ailemiz İstanbul’un değişik yerlerine dağılmış durumda. Kimi okulda, kimi işte, kimi yuvada. Bir daha o fırsatı yakalarsam... tanıyacağım.
e.min / 1994 -
Ödül / Award
- 19 yıl önce
2005 yılında... Gastronomi Dergisi’nin 4. Mönü Yarışması’na, Özel Davet Mönüleri Kategorisi’nde katıldım.
Mönü “Bronze” ödüle layık görüldü.
Mönüler, içerik (yemeklerdeki yaratıcılık, yazılım ve ifadelerin doğruluğu, açıklanışı) ve tasarım (mönünün grafik tasarımı) kriterlerinin yanı sıra işletmenin konseptine uygunluğu ile de değerlendirdi.
Mönü içeriği ile birlikte, görselinin kompozisyon tasarımı ve fotoğraflanması da tarafımdan yapıldı. Geleneksel İftar Yemekleri Projemiz’i tanıtmak için yayınladığımız basın bülteninde kullandığımız bu fotoğraf aynı zamanda Hürriyet gazetesinde Ramazan Sofraları haberinde kullanıldı.
Amaca ve bağlama hizmet eden güçlü bir kompozisyon ortaya çıkmış olmalı ki, bu natürmort fotoğrafçılık denemesi, profesyonel bir alanda da değerlendirildi. En az kazandığım ödül kadar beni mutlu eden şeylerden biridir.
In 2005... I participated in the 4th Menu Competition of the Gastronomy Magazine in the Special Invitation Menus Category.
The menu won the “Bronze” award.
The menus were evaluated according to the criteria of content (creativeness in food, correctness and explanation of software and expressions) and design (graphic design of the menu), as well as their suitability with the concept of the business.
Along with the menu content, the composition design and photography of the image was also done by me. This photograph, which we used in the press release to promote our Traditional Dinners Project, was also used in the news of Hürriyet.
A strong composition that served the purpose and the context must have emerged because this still life photography attempt was also evaluated in a professional field. It is one of the things that makes me happy as much as the award itself.
Kısa Karşılaşmalar / Brief Encounters
-
Brief Encounters – The Elegant Inhabitants...
- 9 ay önce
- e.min , underwater
Pompano (Derbio or Silverfish) Trachinotus ovatus in the family Carangidae. This species, known as the Fork Tail in Türkiye, is one of the most elegant fish we encounter while swimming.
Pompano (Derbio veya Gümüşbalığı) Carangidae familyasından Trachinotus ovatus.
Türkiye'de Çatal Kuyruk olarak bilinen bu cins, yüzerken karşıkarşıya geldiğimiz en zarif balıklardan.
Zaman Tüneli
Çekimleri bana ait olan fotoğrafların dijital ortamda manipule edilmesiyle elde etmeyi denediğim anime görüntüler The anime images that I tried to obtain by digitally manipulating the photographs taken by me









İllüstrasyonlar
“... asıl ifade, dış dünyada değil de, sanatçının ruhunda meydana gelir...” “... the real expression takes place not in the outside world, but in the soul of the artist...”




